Konu: eski bir ruhsat

[TA9J]

[TA1FR]

İsmail Bey selamlar...
oldukça nostaljik bir belge....    ne dönemler di ki evlerimizdeki lambalı radyo alıcısı bile ruhsatlı olmak mecburiyetindeydi...  hele ruhsat iptali tam bir işkence idi...   koca radyoyu ebatlarına uygun torbada PTT şubesine götüreceksin...  oradaki memur lambaların birini dibinden  kıracak  ,
sonra torbayı mühürleyecek ...  sonra radyoyu tekrar eve geri götüreceksin...  hele oto radyonuzun ruhsatı ile ilgili bir sorun çıkmışsa
arabanızı bile satamazdınız....   

neler neler hatırlattınız bizlere.....
iyi günler dilerim   73 ! TA1FR

[TA3GO]

Merhaba,
Paylaşım için teşekkürler.
bende neler neler öğrendim,
birde çok şaşırdım..
nerden nereye..
İyi günler.

[TB2CCC]

                  Biz yaştakiler için güzel bir nostalji olmuş.

        Ben hala bir yeşil bir de beyaz renkli (TV için) 2 adet ruhsatnameyi hatıra olarak saklarım.Hele Radyo ruhsatının iptalinde yaşadığım bir olayı hiç unutamam.Altı lambalı bir AGA radyomuz var ama artık çok gelişmişleri çıktığından onu iptal ettirip yeni radyo almaya karar vermiştik.Sene 1966 bir aklı evvelin sözüne uyarak PTT'ye radyomuz çalındığından iptal edilmesini talep ediyoruz diye dilekçe verdik.Biz size haber vereceğiz gelirsiniz dediler.Aradan 15 gün geçti kapıda 2 tane polis."Sizin evde hırsızlık olmuş.Bize neden haber vermiyorsunuz ifadenizin alınması için karakola isteniyorsunuz." dediler.

        Karakolda ne kadar saçma sorular varsa soruldu.Allah'tan arama için eve gelmediler.Yoksa kesin o radyoyu bulup rahmetli babamı da içeri atabilirlerdi.Onların verdiği belgeyi PTT'ye verip zar-zor iptal ettirmiştik.
       
        Hepinize yasaksız günler dilerim.Ben çok saçma şeyler ve uygulamalar gördüm.Bakalım bu teknolojide siz gençler daha neler göreceksiniz.Güzel günler dileklerimle,sevgi ile kalın.

[TB6BHK]

Kıymetli amatör arkadaşlarım, sizin anlattıklarınız yeni sayılır. Bir de bu arkadaşınızı dinleyiniz. Rahmetli babamım kristal br radyosu vardı. Kristal yani içinde pil, transistör ve lamba bulunmayan radyo. sadece bobn anten  diyot ve kulaklık. Esasen diyot dahi yoktu, galen ismi verilen yarı iletken bir taş. Bu taşın üzerinde yay gibi fakat yumuşak bir tel gezer ve en uygun noktayı bulurdu. Babam Yozgat şehrinde idi ve tel anteni Ankara, yani batı tarafa çekerdi. Anten yüksek iki tahta  veya dal çubuk arasına gerilirdi. Bir sürgü bobn üstünde gezer ve şimdi yayından kalkmış olan Ankara radyosu dinlenirdi. Ne ise İş bu radyo postahaneye kayıklı idi. Ücret dahi ödeniyordu. Rahmetli lambalı radyolar ortaya çıkınca cihazı postahaneye götürdü, bende oradaydım. İlgili memur kıracak birşeyler aradı, bulamadı, ama rahmetli aman suç olmasın diye ikinci bir kristal radyo daha götürmüş, her nasılsa onda aliminyum bir varyabl kondansatör vardı. Memur one çekiçle ezerek bu suç unsurunu ortadan kaldırdı, ve hatta cömertlik alameti olarak tel anteni ve ezikler dahi geri  verdlier

[TA5FA]

Bu mesajı daha yeni gördüm oysa Ağustos-2008 'de yayınlanmış ,
Yazılanları hayretle okudum (Ben lambalı TV lere rastgelmiştim 1975) ruhsat felan hatırlamıyorum vardıda benim aklım ermiyordu diyebilirim.

Aklıma takılanlar.
**1915 lerde USA'de  ARRL diye bir  organizasyon Radio magazinleri yayınlarken halk'da ilgiyle takip eder uygular-çalışmalar yaparken ve 2.dünya savaşında telsiz operatörlerini Amatör radyoculardan seçerken >> bizimkiler neden 1934 mü 54  mü nedir tarihi tam okuyamadım belge üzerinde ruhsat denen bir zımbırtı ile halkı zulme sevketmişler ?
** Çokmu yaratıcı bir toplumuzmuyduki ruhsat iptallerinde cihazın içinde birşeyler kırmaya uğraşmışlar ? (Sanki o cihazla marslılarla haberleşme cihazı kuracaz)
**  "uygun torbada PTT şubesine götüreceksin...  oradaki memur lambaların birini dibinden  kıracak  ,
sonra torbayı mühürleyecek ...  sonra radyoyu tekrar eve geri götüreceksin... " >> Peki lambası kırık çalışmayan radioyu neden eve geri götürtürler ?

Nekkaadar yasakçı bir zihniyetin içindeymişiz (halada öylede) Sebebini mantık çerçevesinde bir anlayabilsek.
Şimdiki halimize şükrediyorum valla çok zulum çektirmişler  çokkk..
Bu gibi durumlarla Zulum çeken ve hayatta olmayanlar  nurr  içinde yatsınlar ....Bunları yaşayan Hayatta olanlarada Allah uzun ömürler versin....

Vaktiyle okuduğum CQ magazin dergilerindeki 1950-1960 arasında Türkiyedeki görevli ecnebiilerin burada cihaz kuramıyoruz yasaklar yasaklar deyip duruyorlarmış(yazıyordu).

[TB5CIV]

Eski Bir Trac Mecmuasında Okumuştum.
küçük bir lambalı verici şeması vardı.
Altında bir not, bu şema sadece bilgi amaçlı verilmiştir.
türkiyede verici yapmak O Günlerin Deyimi İle
(YASSAH HEMŞERİM)diye not düşmüşlerdi.
Bir Rivayete Göre amerikada Evlenen bir gelinin
1948'de otomatik çamaşır makinası varmış,
Bu günümüze çok şükür...
73s de tb5civ

[TA2AD]

Eski günleri hatırlamak adına bir küçük hatırlatma , Kamuran Ağabey Jokeri olarak çalışan istasyon için Pirat demiş :)

[TA2AD]

İşte bu günlerimize şükür dedirttiren bir haber daha ,  haberler 1971 QST Ağustos sayısından alıntıdır ,
QST dergisinin DX haberleri köşesine baktığımda bir avuc TA istasyonunun yaptıklarına gururlanmamak elde değil,
Birde şimdiki halimize bakalım bir dünya lisanslı TA istasyonunun kaçı bu haberlere konu oluyor acep !

A. Şua TORTU  -  Zonguldak

[TA2AD]

Pirim Ergün MERTTÜRK ün anısına , ruhu şad olsun...

[TA2UH]

Değerli amatörler,

Bu taranmış radyo alıcısı ruhsatlarına zaman zaman eski kitapçılarda rastlıyorum, çerçeveletip istasyona asarım diye bir tane de satın almıştım...

Yaş itibariyle görmüş olmam, anımsamam mümkün değil, fakat bizde amatör telsizciliğin gelişimine engel olan hukuki düzenlemelerin Fevzi Çakmak'ın Gen.Kur. Başkanı olduğu döneme ait olduğunu öğrenmiştim. 2.Dünya Savaşı'nın ufukta göründüğü dönemde Türkiye'de en büyük kabul edilen tehlike, Sovyet veya İtalyan işgaline uğramaktı. Stalin, Hitler'le işi tatlıya bağlamış olarak (Molotof-Ribbentrop Paktı'nı hatırlayınız) bize yüz vermiyor hatta örtülü olarak tehdit ediyor; Mussolini de "Akdeniz İmparatorluğu" söylemi çerçevesinde ülkemizin güney, güney-batı kıyıları üzerine hak iddia ediyordu. Türkiye bu nedenlerle savaş öncesinde İngiltere ve Fransa ile yakınlaşmış ve bazı antlaşmalar imzalamıştır.

O dönem casusluk faaliyetlerini engellemek için radyo alıcı-vericileri imalatına, ticaretine, kullanımına ağır kısıtlamalar getirilmiş... Yukarıda okuduğumuz ve şaşırdığımız uygulamaların altyapısı bu düzenlemelerdedir.
2.Dünya Savaşı'ndan sonra da ne yazık ki Soğuk Savaş dönemi gelmiş olduğundan, Türkiye'de telsize ilişkin herşeye bu çerçevede bakılmaya devam edilmiş...

(Benzer bir uygulamada Türkiye'nin kıyı bölgelerinden iç kesimlerine yol ve demiryolu yapılmamış olmasıdır, işgal halinde düşman ilerleyişini zorlaştırmak için)

Bir de sanıyorum bizde kendini geliştirmeye yönelik faaliyetlere toplumun bakışı yeni yeni değişti... Bir insanın çıkar gözetmeksizin, zevk almak ve öğrenmek amacıyla bir cihazın başına oturması ya da eline kitap-kalem-havya alması, hala daha çok insanımız için "delilik"...

Babam 1960'ta kaldığı öğrenci yurdunda başından geçen bir olayı anlatmıştı, sözlerime onu aktararak son vereyim:
Kaldığı odada bir arkadaşlarının galenli radyosu varmış. Bir gün, içlerinden birinin polis memuru olan babası ziyarete geliyor, bu öğrencinin kulakları takmış bir şeyler yapmakta olduğunu görünce derhal ihbar ediyor. Ardından polis baskını! "Vay siz burada casusluk mu yapıyorsunuz?" vb...

73,

Çağlar Akgüngör
TA2UH

[TA8A]

1971 yılında olan olayın gelişimi şöyle.

Bir arkadaşımızın evi polis tarafından başka bir sebeple basılır. Bu baskın sırasında amatör istasyon bulunur. Arkadaş ise radyo amatörü olduğunu ve dernek üyesi olduğunu söyler. Bunun üzerine yalnız Ankara, İstanbul değil diğer TRAC şubeleri ve üyelerinin evleri basılır. İstasyonlardaki cihazlar toplanır. TRAC'ın ve TRAC şubeleri kapatılmaz ama, mahkemeler falan epey uzun sürer.

73

Bilal Ekmekci, TA8A