Kıymetli Arkadaşlar,
Ege adalarını İtalyanlara, Batı Trakyaya kadar balkanları Yunanistana verdiğimiz 1913 deki Balkan Savaşlarından bahsedecek kadar eskiye gitmeyen bir kronolojik sıra sunuyorum.
- 19 Şubat 1915 Çanakkale boğazını denizden geçmek için Fransız ve İngiliz gemilerinin saldırıya başlaması.
- 18 Mart 1915 Çanakkale (deniz) Zaferi.
- 25 Nisan - 21 Ağustos 1915 Çanakkale Kara Muharebeleri ve zaferleri.
- 10-20 Aralık 1915 İngiliz ve Fransızların Geliboludan çekilmesi.
- Kasım 1915 - Ekim 1918 Irak, Suriye, Arabistan yarımadasındaki muharebeler. Yemene gidenlerin geri dönmediği, yıllar. (Dönenlerin de yollarda kızılcık sopalarıyla dövüldüğü, "bu Osmanlı askeri, bunda altın vardır, yutmuştur diye karınlarının deşildiği zamanlar, kim mi yaptı! Araştır bulursun)
- 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi.
- 13 Kasım 1918 İstanbulun işgali.
- Kasım 1918 - Ağustos 1920 Vatan topraklarının işgali.
- 10 Ağustos 1920 Sevr Antlaşması.
- 19 Mayıs 1919 - Kurtuluş Savaşının başlaması.
- 23 Nisan 1920 Büyük Millet Meclisinin açılması.
- 14 Ekim 1922 Mudanya Mütarekesinin imzalanması.
- 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşmasının imzalanması.
Çanakkale savaşlarında şehit olan, gazi olan bu vatanın evlatları kendi vatanlarını korumak için üzerlerine düşeni yapmış ve başarmıştır. Yönetenler beceriksiz olmasalardı bu iş burada bitecek, biz hür bir millet olarak yaşamaya devam edecektik ve şehitlerimiz mezarlarında rahat uyuyacaktı.
Her ne kadar üzerlerine konduramasak da maalesef beceriksiz yöneticiler bizi Mondros Mütarekesi ile Sevr Antlaşmasına mecbur etmiş ve bu vatanı parçalamışlardır. Bu mütareke ve antlaşma şehitlerimizin MEZARLARI TEPELENEREK imzalanmıştır, Çanakkale'de dökülen kanlar yok sayılmıştır, gazilerimizden ve her türlü eziyeti çeken vatan evlatlarından UTANILMAMIŞTIR!
Yine yönetenlerin beceriksizlikleri sebebiyle Sarıkamış dağlarında on binlerce vatan evladı şehit verilmiştir.
Vatan evlatları ise yılmamış, bu işin Çanakkale'de bittiğini düşünenlere inat, 19 Mayıs 1919 da Kurtuluş Savaşını başlatmıştır.
Bu var olma mücadelesinde yine kendi vatanını korumak için şehit olmuştur, gazi olmuştur ve tekrar başarmıştır. Bu defaki yöneticiler bu çabayı HARCAMAMIŞ, Mudanya Mütarekesini ve Lozan Antlaşmasını imzalayarak şehitlerimizin mezarlarında rahat uyumasını, gazilerimizin göğüslerini gererek hür olarak, kendine ait bir vatanda yaşamasını sağlamıştır. Yani cephede kazanılan, masada kaybedilmemiştir.
Ata'mızın şu sözünü unutmamakta fayda var diye düşünüyorum.
"Bilelim ki; milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar."
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
Bilal Ekmekci, TA8A