Radyo Amatörü TELSiZCiLER için bir site
Ana Sayfa => Cicilerimiz......... *** => Konuyu başlatan: TA2UH - 29 Ocak 2011, 21:51:30
-
Benden de küçük bir katkı. 1927 baskı "Radyo Rehberi - Kendi Kendine Telsiz Telefon Nasıl Yapılır?" adlı kitaptan (yazan: muhabere müfettişliği fen şubesinde telsiz kısmı amiri Yüzbaşı A. xxx Haşim".
73,
Çağlar
TA2UH
Not: elinde Türkiye'de telsizcilikle ilgili bu tip belgeler olan amatör arkadaşlar varsa göz atmak isterim, bir araştırma yapıyorum.
-
Kapak...
-
Amatör eskiye değer verir. Yeri gelmişken bu birkaç satırdan ibaret şemanın tercümesini de yapsak.
İlk giriş benden olsun. Ortadaki şemada (şekil 75) şöyle başlıyor:
Araya bağlanmış mütehavvil (havalı) meksefe (kondansatör), azami 1/1000 gibi büyük bir mikrofarada malik olmalıdır.
Kalan yazıları da bilen arkadaşlardan rica edelim, fi emanillah, 73.
-
Sağolun Muharrem Bey,
Ben o cümleyi anlayamamıştım, "meksefe" kelimesini bilmiyordum çünkü.
Kitap epeyce geniş, ne anlatıyor nasıl anlatıyor, bir örnek vermek açısından birinci cümleden sonrasını merak edenler için bugünkü alfabemizle yazayım:
"Eğer tek lambalı ahize yapıp yakın mesafeler için [mesela İstanbul ve civarlarında İstanbul telsizini, Ankara ve civarlarında Ankara telsizini dinlemek gibi] harici anten kurmadan işinizi görmek isterseniz size tek lambalı çerçeve anteni ile kullanmaya elverişli yapılması kolay akis tesirli bir ahize planı olmak üzere (şekil-15)i veriyorum. Buradaki çerçeve ile sıralı olan (galeta)nın ne kadar tel sargılı olacağını yine muhabere dinleyerek bulacaksınız."
Bu "galeta", galeta mıdır bilmiyorum, belki de doğru okuyamıyorum ama pekala öyle de olabilir. Resimdeki tahin helvası gibi çizilmiş bobinlerden bahsediyor çünkü.
Ayrıca kapağa bir daha baktım, Yazarın adı yüzbaşı Hakkı Haşim olacak.
Bu vesileyle sorayım. Eski radyolardan vb. bahsediyoruz ama acaba hiç bu tip şemaları hayata geçirmeyi düşünen ya da geçiren var mı? Internette görüyorum, 1910'ların, 1920'lerin cihazlarını yeniden yapmaya meraklı olanlar çok. Bütün parçaları tek tek elde yaparak hem de...
73,
Çağlar Akgüngör
TA2UH
-
Sağolun Güven Bey. Demek ki galeta tabir ediliyormuş.
Yarın elektronikçilere gidecektim, "galeta" istesem yüzüme nasıl bakarlar acaba? :)) Gerçi galiba mekanikte kullanılıyor hala bu sözcük ama...
73,
Çağlar Akgüngör
-
Bu elemanın adı eski TRAC dergilerinden hafızamda GALEN olarak kalmış , kendileri Diyotun icadı sonrası rafa kalkmıştır .
Amaç Galen / (Galena) olarak adlandırılan demir cevherini diyot olarak kullanmak ve ince bir metali Galen üzerinde gezdirip istasyonu duyabileceğimiz uygun noktayı bulmak.
-
Şua Bey merhabalar,
Ben de galen mi diye iyice baktım, galen kristalini biliyorum, fakat metinde her yerde "galeta" yazıyor, yazım yanlışı da yok. Bazen eski harfli metinlerde dizgi hatası yüzünden ilgisiz kelimeler birbirinin yerine geçer ama bu metinde kazara "n" yerine "t" yazılmış olduğunu farz edip ona göre düzeltip okusak, kelime yine "galena" olabilir ancak. O da olsa olsa bir defa iki defa olur. Bir de şu var, verilen şema lambalı bir alıcının şeması. Orada daire içinde 4 nokta biçimindeki sembol, lamba sembolü. Yani galenli alıcı olmaması gerekir.
Acaba bu bobinleri ilk zamanlar yatay olarak, bir ahşap plakanın üstüne tahin helvası gibi mi sarıyorlardı yüzeye?
Katkı yapabilecek amatör arkadaşlardan yorum bekliyoruz. Belki böyle bir alıcısı olan vardır aramızda.
73,
Çağlar Akgüngör
TA2UH
-
Çağlar bey merhaba,
Öncelikle açtığınız ilgi çekici konu için teşekkür ederim, lambalı alıcılarla olan geçmişim çok eskiye dayansa da galenli dönemine ait bir alıcım şu an maalesef yok, ancak 30 sene zarfında çok gördüm, hatta yıllar öncesindeki bit pazarlarında rast gelip aldığım oldu, ama günümüze ulaşan olmadı. Konunuza katkı yapmak amacıyla iki resim göndermek istedim, özellikle anten bobini sarımı konusunda sanırım size ve konuyu takip eden arkadaşlara biraz olsun bilgi verir. Ayrıca antenler kategorisinde Nursun beyin (TA2N) açtığı 'LITZ TELİ' konusu anten sarımına güzel bir örnek teşkil ediyor.
73 de TA0D
Aykut Arlı
-
Şua Bey merhabalar,
Ben de galen mi diye iyice baktım, galen kristalini biliyorum, fakat metinde her yerde "galeta" yazıyor, yazım yanlışı da yok. Bazen eski harfli metinlerde dizgi hatası yüzünden ilgisiz kelimeler birbirinin yerine geçer ama bu metinde kazara "n" yerine "t" yazılmış olduğunu farz edip ona göre düzeltip okusak, kelime yine "galena" olabilir ancak. O da olsa olsa bir defa iki defa olur. Bir de şu var, verilen şema lambalı bir alıcının şeması. Orada daire içinde 4 nokta biçimindeki sembol, lamba sembolü. Yani galenli alıcı olmaması gerekir.
Acaba bu bobinleri ilk zamanlar yatay olarak, bir ahşap plakanın üstüne tahin helvası gibi mi sarıyorlardı yüzeye?
Katkı yapabilecek amatör arkadaşlardan yorum bekliyoruz. Belki böyle bir alıcısı olan vardır aramızda.
73,
Çağlar Akgüngör
TA2UH
Çağlar bey haklısın ,
Galen günümüzdeki diyot yerine kullanılar cevhere verilen isim idi, bu şemadaki galeta tabir edilen ise bildiğimiz ayarlı bobin gibi duruyor.
Batıda bu tip nostaljik kitler satılıyor ülkemizde malesef yok galen yerine kullanabileceğim kristali temin eder etmez bir tane monte edeceğim sanırım bulunması zor parçalarda biride karbon kulaklık olması gerek hatırladığım iç direnci çok yüksek idi ,
bu arada araştırırken çok hoş bir sayfa buldum bir göz atmaya değer ..
http://www.r-type.org/static/crystal.htm
-
Öncelikle bu konu başlığı altında değerli paylaşımlarından dolayı tüm üstadlarımıza teşekkür edip naçizane bende bir şeyler eklemek istiyorum;
Bildiğimiz üzere yıllar yıllar eveli :) günümüz diyotlarının atası olan cat whisker (kedi bıyığı) dedektörler vardı. Bunlar galena (PbS) kurşun sülfür yarıiletken kristaline
çok hassas temas eden bir iletken telden oluşuyordu ve ismini de bu yapısından alıyordu. Görüldüğü gibi bu yapı bir Schottky (metal-yarı iletken) eklemi oluşturuyordu. Galenin düşük bant aralığı nedeniyle küçük voltajlar altında eklem iletime geçebiliyordu ve zayıf genlik modülasyonlu sistemlere uygun bir dedektör elde edilmiş oluyordu. Bu dedektörle beraber uygun bir rezonans devresi (LC) kullanılınca istenen istasyonlar seçilebiliyordu. Yüksek empedanslı bir kulaklıkla kullanıldığında hiçbir besleme kaynağına da ihtiyaç duyulmuyordu (benim en çok ilgimi çeken konuydu : ).
ebay'de kimi zaman bu tür alıcılarının satıldığını görüyoruz ama yukarıda da bahsedildiği gibi ülkemizde bu konularda maalesef fazla imkan yok. Yakın zamanda kimyacı arkadaşlarda eğer varsa PbS alıp bir dedektör yapmayı düşünüyorum. Deneyimlerimi paylaşırım.
Selamlar, 73...
-
Sayin TA4ASO,
Çok uzun senelerdır bahsi geçen radyolarla uğraşıyorum. Bu güne kadar çok fazla
bimetal kullanan radyolar yaptım. Halada yapmaya devam ediyorum. Diğer bir merakımda
tek lambalı refleks - regeratif alıcılar.
Böyle bir radyo yapmak için illa galen (PbS - simli kurşun) kullanmanız gerekmiyor. yerine
prit kristali (yalancı altın) da kullana bilirsiniz. Eğer farklı bir radyo yapıp etrafı
şaşırtmak istiyorsanız jilet ve grafiti fazla kurşun kalem ucuda kullanabilirsiniz. Eğer jilet
kullanacaksanız üstünü kazımayı unutmayın. Şama - bobinler konusunda size yardımcı
olabilirim. İlk galenli radyomu 1955 yılında yapmıştım. Yüksek empadanslı kulaklıkları hala saklıyorum
Ama manyetik kulaklık yerine kristal kulaklık kullanmanızı tavsiye ederim
Sevgilerimle.
TA2N Nursun.
-
Babamın galenli radyosu
Nursun beyin hobilerini takdir ve anayışla karşılıyorum. En modern çağda en ilkel teknolojiyi canlandırmaya çalışıyor. Rahmetli babam galenli alıcı kullanır ve Yozgat şehrinden 250-300km uzaklıktaki ANKARA/POLATLI vericisini dinlerdi. Radyo ithal malı galenli idi. 4000 ohm Alman malı manyetik kulaklık vardı ki babam bu kulaklığın uçlarını aniden dili üzerine dokundurduğunda pat diye ses işitilirdi. Bu sesi veremeyen kulaklık duyarsız sayılırmış. Zaman zaman o kulaklığın içini açardım. Önce üst kapağı kıvırarak açardınız. Yuvarlak teneke bir dinleme mandreni gözükürdü. Mandrenin altında veya hem de üstünde iki ince dairesel şerit vardı ki Alaman bunu nasıl bu kadar pürüzsüz kesebilmiş hayret ederim. Bobin iki parçalı idi. Bobin içindeki Mıknatıslar da güçlü ve özeldi diyebilirimi Bu alıcı PTT ye kayıtlı idi ve yıllık vergisi vergisi verilirdi. Bu bakımdan babam telsiz amatörlerinin yaşadığı endişeyi hiç yaşamadı. Değil telsiz, tel'den korkan insanları bilirim..
Galen tabii diyot. Diyotların en düşük voltajda çalışabileni. Bu bakımdan eşsiz. Bu kalitede ancak son yıllarda schottky diyotlar üretildi. Galenin en büyük eksikliği işlenmemiş saflaştırılmamış olması. İki uçtan biri fix. Ama ya ikincisi. Düşünün bir kere Galen nohut büyüklüğünde ve şeklinde pürüzlü bir taş. Bunun bir yarısını metal bir yuva içerisine sıkıştırıyorsunuz. Bu şasi veya A ucu oluyor. Ama B ucu problemli. B ucu kristal üzerindeki tek bir noktadan alınacak. Bu ucu siz kendiniz el yordamıyla buluyorsunuz. Helezonik sarılmış 8-10 turluk ince bir bakır tel galen üzerinde gezdirilir ve en güçlü ses veren nokta araştırılırdı. Demek bu nokta yumuşak temas noktası olması icab ediyor.Yoksa toplu iğne ucu ile sert bir temas yapılması uygulaması diye bir olay yok
Gelelim antene: Anten hiylesiz, saf bakırdan üretilmiş 8-10 adet ince tel'den örülmüştü. Sanırım o da ithal malı idi. Daha sonraları piyasaya ucuz parlak fakat hafif anten telleri geldi. Satıcıya sordum, bakır tele çok para istiyorsun anten telini ise ucuza veriyorsun. O saf bakır değil, içinde silisyum var dedi. O anten teli lehim bile tutmaz. Geçekten piyasada lehim bile tutmayan sözde bakır elektrik hat telleri dahi bulabilirsiniz.
Gelelim anten yükseklik ve yönüne. Rahmetli bu konuda da uzmandı. Antenin yönünü araştırır en güçlü ses aldığı yere ayarlardı. Anten yüksekliğine önem verir, bu iş için cerek ismini verdiğimiz uzun kuru sert ceviz çırpma ağaç dallarını direk olarak kullanırdı. Anten telini de mutlaka porselen izolatörlere bağlardı.
İstasyon ayarı 7-8cm çaplı bir bobin üzerinde gezen bir sürgü ile sağlanırdı. Bütün bu aparatlar lanettayin yerleştirilmiş değillerdi. Hepsi cazip şimşir bir tahta kutu içine estetik olarak yerleştirilmişlerdi. Galen dahi cam bir tüp içerisinde olup iki ayaklı idi ve soketinden her an çıkarılabilir durumdaydı. Bir seferinde Rahmetli alıcıyı kayıt düşürmek için PTT ye gitti. Ne yazık ki o günden sonra o günden sonra ne o şahane kulaklığı ne de alıcıyı bir daha evimizde göremedim
73.. Hüsnü Köktürk YOZGAT
-
birde benden
-
Bir tanede benden olsun. SABA JUWEL 1949 model lambalı radyo şeması.
(https://lh5.googleusercontent.com/-Ac6Sm7CWAWg/SAORNz2mA-I/AAAAAAAAATQ/XwBt2ji8vK0/s640/IMG_1542.JPG)
(https://lh3.googleusercontent.com/-HPQu9vfeGIE/SAORQT2mA_I/AAAAAAAAATY/f5zT3RTrK1g/s640/IMG_1543.JPG)
73 ler..
-
Koleksiyonumda 1 adet ''GENERAL ELECTRIC'' 1928 model old radio mevcut. Zamanında icab etmiş ufak bir lamba soketi ve lamba tadilatı geçirmiş . Faal degil fakat yaşlarına göre görünüsü iyi durumda . Bu nesnenin degeri nedir?
-
Yüksel Bey,
Değerini bilmiyorum ama, bir fotoğrafını görmeyi çok istediğimi biliyorum.
73
Bilal Ekmekci, TA8A
-
eski bir radyo.30 lu yıllardan.
-
galen yuva içinde. bir sonra bu galenli alıcının kulaklık resimlerini yükleyeceğim.
-
Bilal Bey fotolar için bir- iki gün müsade. ''Orion AR303'' 1958 model restore etmiştim başarı ile fakat bu 1928 model pek elverişli degil çünkÜ o günki malzemeyi taklid etmem zor ve dokunsam dökülüyor . Kasa bir tür kontraplaktan imal edilmiş ve rutubetten köşeler açmış .Yani restore etsem malzemenin yüzde yetmişi degişmesi gerek o da anlamsız orjinaligi gider.
-
Foto
-
Yüksel Bey,
Teşekkürler, gözümüz gönlümüz açıldı.
73
Bilal Ekmekci, TA8A
-
Yüksel Bey,
Elimin altındaki 2 eski radyonun resimlerini ekleyeyim dedim.
İyi çalışmalar,
73
Bilal Ekmekci, TA8A
-
Müzelik bunlar ne şirinler Aydından 73.
-
Galen kristali "Kurşun Sülfür" olup doğal bir kristaldir. Yarı iletkendir. Diyotun doğal halidir. Gümüşi renkte, parlak kristal yüzeyleri bulunur. Bilim adamları, GALEN kristalinin özelliğini anladıktan sonra nasıl çalıştığını tesbit edip benzer fiziksel özellikte Germanyum, Silisyum, Arsenik, Galyum gibi yarı iletkenlerin kombinasyonundan benzerlerini yapmışlardır.