Gönderen Konu: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı  (Okunma sayısı 562 defa)

Çevrimdışı TA5FA

30-Kasım-1970 Milliyet Gazetesinde yayınlanan ;
Türkiye Radyo Amatörleri Cemiyetinin  o ödemdeki 2. Başkanı Eşref Adalı ile Abdi İpekçinin Amatör Radyoculuk konusuna dair sohber yazısıdır.
Ülkenin dışa bağımlılığı bir radyonun hiç bir parçasının üretilemediği herşeyin yasak olduğu dönemlerden bir kesit anlatılıyor. Meraklı Radyo amatörlerinin teknik becerilerinin neler yapabildiği ve Cemiyetin illerdeki şube ve yapısından bahsediliyor.  Yazının uzun olması sizi sıkmasın zamanın yokluklarını anlamanın yegane yolu okumadan geçiyor.


Prof. Dr. Eşref Adalı
5 Ocak 1948′de Isparta’nın Eğirdir ilçesinde doğan Adalı tüm eğitim hayatını İstanbul’da geçirmiştir. 1965 yılında Pertevniyal Lisesinden mezun olmuş ve aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Fakültesi’nde eğitime başlamıştır. 1971 yılında zayıf akım kolundan Yüksek Mühendis olarak mezun olan Adalı aynı fakültede asistan olarak çalışmaya başlamıştır.
1976 yılında doktor, 1980′de doçent ve 1988′de profesör olarak aynı fakültede görev almıştır. Halen İTÜ Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi dekanıdır.

Adalı şu kuruluşların üyesidir:

IFAC Computer and Manufacturing Tech. Com.
Otomatik Kontrol Vakfı (Kurucu başkan)
Unix Kullanıcılar Derneği (kurucu Başkan)
Türk Radyo Amatörleri Cemiyeti (1965-1970 arası başkanı)
Türkiye Bilişim Vakfı
Türkiye Bilişim Derneği


Abdi İpekçi
İlköğrenimini gördükten sonra Galatasaray Lisesini bitirdi. Sonra bir müddet Hukuk Fakültesine devam etti. Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres Gazetesi gibi çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan'ın çıkardığı Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürü (1954), bir süre sonra da genel yayın müdürü oldu.

1961 senesinden öldürüldüğü 1 Şubat 1979 tarihine kadar aynı gazetenin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı genel sekreterliği gibi vazifelerde bulundu. Yazılarında Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu



  Radyo Amatörleri dünyanın her yeri ile konuşabilir.Türkiye'de radyo amatörlüğü mevzuata göre kaçak bir iştir. Ancak Türkiye'de bu amatörlüğün olmadığını söylemek yalan olur...

Abdi İpekçi-   Eşref bey, amatör radyoculuk nedir? Önce bunu anlatır mısınız?

Eşref Adalı-  Şöyle demek gerekecek, radyo ile uğraşacak, fakat radyo tamircisi ve teknisyeni olmayacak. Üstelik profesyonel amaçla müzik veya haber yayınlayan radyocu da değil. Buna göre radyo amatörü radyo ve elektronik tekniğinde ilerlemeyi kendisine amaç edinen bu konuda araştırma yapan, araştırmalarının semeresini görmek için, telsiz istasyon kurup dış ve- ya iç dünya ile görüşme sağlayan insandır. Şimdi radyo amatörü ya görüşmek için telsiz tesisat kuruyor veya kurduğu telsiz tesisatını geliştirmek için elektronik öğreniyor. Böylece iki yönlü bir çalışma oluyor, hem elektronikle uğraşıyor, hem telsiz yayınında bulunuyor. Ama neyi ne için yaptığını belirtmek imkansız. Yayın yapmak için mi bilgi öğreniyor, yoksa bilgisini geliştirmek için mi yayın yapıyor ? Çünkü ikisi birlikte yürüyor.

Abdi İpekçi- Demek ki amatör radyocu olmak için belirli bir elektronik bilgisi gerekiyor. Şu halde bu bilgiye sahip olmayan kimseler amatör radyoculuk yapamaz.

Eşref Adalı-  Dış dünyadan örnek verirsek radyo amatörleri sınıflara ayrılıyor. En ilkele acemi sınıf deniyor. Acemi sınıftan bile, mors ve telsiz nasıl yönetildiğinin bilinmesi isteniyor. En üst sınıf- lalda, bir elektronik mühendisin bileceği elektronik bilgi yanında, en ileri muhabere bilgisi sorulur.

Abdi İpekçi-   Soruluyor dediniz. Yani bu bir sınav sistemiyle mi oluyor ?

Eşref Adalı-  Tabii sınav sistemi var. Nasıl ki, araba kullanmak için ehliyet almak zorundasınız. Aynı şekilde hem istasyon kurma, hem de istasyon işletme için izin almaya mecbursunuz. Her ikisi de imtihanla oluyor.

Abdi İpekçi- Bu imtihanı kim yapıyor ve ruhsatı kim veriyor ?

Eşref Adalı-  Tabii dışardan örnek vereceğim.

Abdi İpekçi- Pardon sınav, ruhsat sınavı derken dışarıdaki durumu mu söylüyorsunuz ?

Eşref Adalı- Tabii

Abdi İpekçi- Türkiye'deki durum nasıl ?

Eşref Adalı-  Bizde radyo amatörlüğü diye bir şey yok. Kanunlarımızda, radyo amatörlerine lisans verilir diye bir madde yok.

Abdi İpekçi-   Türkiye'de amatör radyoculuk yok mu ?

Eşref Adalı-  Asıl anlamda amatör radyoculuk yok. Yani birisi telsizi kurup muhabere yapma imkanına sahip değildir.

Abdi İpekçi-   O halde bugünkü haliyle Türkiye' radyo amatörlüğü nedir ?

Eşref Adalı- Sadece radyo amatörü yetiştirilir. Kanun çıktığı an, elde hazır radyo amatörü bilgisine haiz kişileri bulundurmak, onları eğitmek. Başka bir çözüm yolu, yok.

Abdi İpekçi- Nasıl yapıyorsunuz bu eğitimi ?

Eşref Adalı- Cemiyet'te  lokal var. Aşağı yukarı on şehirde lokallerimiz var.

Abdi İpekçi-    Hangi şehirlerde...   

Eşref Adalı-  Şimdi en faal olan tabiatıyle İstanbul' da, Ankara' da var. İzmir'de, Konya'da, Eskişehir'de, Zonguldak'ta ve Tarsus'ta var.

Abdi İpekçi- Bu lokallerde ne yapıyorsunuz ?

Eşref Adalı-  Belirli günlerde toplantılar var. Bazı lokallerimiz sürekli olarak açık.Lokallerimizin kendi imkanlarına göre laboratuvarları var, her üye istediği zaman gidip laboratuvar çalışmasını yapıyor.

Abdi İpekçi- Nasıl yani... ?

Eşref Adalı-  Bir telsiz veya radyo amatörlüğü yapamıyor ama...

Abdi İpekçi-   Evet zaten başından beri sormaya hazırlandığım bir soru var. Mevcut telsiz kanununa göre, tarif  ettiğiniz amatör radyoculuğu yapmanız mümkün değil. Çünkü ne bir verici istasyon kurabilir ne yayın yapabilirsiniz, ne de başka yayınları ... bilmiyorum belki o mümkün... dinlemek mümkün, amatör radyoculuğun esası yayın yapmak olduğuna göre, bugünkü mevzuata göre ya kaçak iş yapmak, yahut da hiç bir şey yapamamak durumundasınız değil mi?

Eşref Adalı-  Radyo amatörlüğünün Türkiye'de yapılmadığını söylemek yalan olacak. Çünkü cemiyete gelen kartlar, konuşmaları ispatlıyor.

Abdi İpekçi-   Nedir bu kartlar?

Eşref Adalı-  Kartlar şu... Radyo amatörleri karşılıklı konuştukları zaman birbirlerine konuşmayı ispatlı- yacak nitelikte kartlar gönderiyorlar. Bu kartlar cemiyetimize her gün geliyor. İsimlere bakılırsa, yabancı kişilerin radyo amatörlüğü yaptıkları anlaşılıyor. Bazen Türkçe isimlere de rastlanılıyor. Ama bunların gerçek Türk mü oldukları, yoksa Türkçe isim kullanan yabancılar mı olduğu meçhul.

 Abdi İpekçi-   Yani yabancıların Türkiye'de telsiz istasyonu, yahut radyo yoluyla yayın yapmaları mümkün mü oluyor ?

Eşref Adalı-  Şimdi şunu diyeyim. Radyo amatörlerinin kurdukları tesisler, büyük tesisler değil.

Abdi İpekçi-   Ne  kadardır bunların yayın alanı ?

Eşref Adalı-  İstinasız dünyanın her yeriyle konuşmak mümkün. Radyo amatörlerinin bugün tekniğe verdikleri e büyük katkı, profesyonel alanda ispatlanamamış veya yapılacağı inanılmamış şeylerin başarılmış olması.

Abdi İpekçi-   Ne gibi ?

Eşref Adalı-  İlk radyo yayınına biliyorsunuz uzun dalgada başladık. İstanbul radyosu bir süre uzun dalgadaydı. Sonra baktılar ki uzun dalga uzun mesafeye gitmiyor,orta dalgada yayın yapmak ihtiyacı duyuldu. Daha sonra kısa dalgalar keşfedildi. Dikkat ederseniz kısa dalgadaki yayınlar dünyanın her yerinde duyulabiliyor.

Abdi İpekçi-   Kısa dalgadan sonra bir de ultra-kısa dalga var.

Eşref Adalı-  Evet... Bugün amatörler bu konuda o kadar ileri gittiler ki, ay' dan yansıtmalı konuşmayı, ayna gibi yansıtmayı düşünmüşler, bunu başarmışlar.

Abdi İpekçi- Amatörler ?

Eşref Adalı- Evet ikincisi şu, band şartlarını hallettiler. Konuşma bandları günün belirli saatlerine göre değişir. Ama amatörler öyle  durumlar yarattılar ki, bandları değiştirerek bütün gün süreki konuşma imkanı sağladılar. bunlar amatörler tarafından ispat edilmiş durumda. Sonra biliyorsunuz Bulgar Televizyonunu İstanbul' da seyrediyoruz. bunun olabileceği önce matematize olarak ispat edilemedi. Ama amatörler, bu böyle olur, şöyle olur şeklinde ispatladılar. Görüyorsunuz yayın geliyor buraya. Bunun üzerine alimler buna << Kan propagasyon >>  dediler. Yani radyo amatörü olanlar, ya amatörce çalışıyorlar veya profesyonel sahalar içinde amatörlük yapıyorlar. Bunlar ayırt edilmiyor.
Bunun en güzel misali radyoyu bulan Markoni' dir.Markoni amatördür, ama bulduktan sonra para kazanmak için profesyonel sahaya yönelmiştir.

Abdi İpekçi-   Bugüne kadar amatör radyocuların önemli bulgularına örnek olarak ne gösterebilirsiniz ? Yani pratikte yararlandığı bir bulgu var mıdır ki, bu amatörler radyocuların eseri olsun ?

Eşref Adalı-  Bugün herkesin evinde kullandığı radyolara <<super-heterodin>> alıcı diyoruz. Radyo ilk keşfedildiği sırada <<direk alıcı>>  dediğimiz bir teknikteydi. Bu alıcı ile uzak yerlerin dinlenmesi güçtü. Amatörler <<super-heterodin>> alıcı prensibine kaydılar. Böylece çok  uzak yerleri almak imkanı sağlandığı gibi, direkt alıcıdaki bütün problemler yok edildi. Bu yüzden bütün eski değiştirilip super heterodin  radyo yapıldı. Şimdi piyasadaki bütün radyolar super heterodin radyolardır. Bunun keşfini yapanlar amatörler. Amatörlerin de bunu yapmaları  uzak bir yeri dinleyebilmek için.

Abdi İpekçi- Peki mesela siz, Türkiye'de amatör bir radyocu olarak Güney Amerika, yahut Çin'de,her hangi bir istasyonu dinleyebilecek bir cihaz yapabilir misiniz ? Mümkün mü bu ?

Eşref Adalı-  Tabii, Şimdi bizim cemiyette bu yapılıyor.

Abdi İpekçi-   Nereleri dinleyebiliyorsunuz ?

Eşref Adalı-  Her yeri dinleyebiliyoruz. Problemi yok bunun, Amatör grubunda dünyanın bür tarafını dinleyememek diye bir problem yok.

Abdi İpekçi-   Nasıl çözülüyor bu problem ?

Eşref Adalı-  Biraz elektronik bilmekle yapılır bu iş.

Abdi İpekçi-   Peki bu kadar basit işi neye ticari olarak değerlendirmiyorlar, neye biz evimizde dünyanın her tarafını dinleyen radyolara sahip olamıyoruz ?

Eşref Adalı-  Maliyet problemleri var ve uğraşmak lazım.

Abdi İpekçi-   Nedir maliyeti ?

Eşref Adalı-   Amatörün kullandığı cihaz her şeyden önce duyal ve kalitelidir. Bitişik, yan yana istasyon- ları seçebilmek için <<Kristal  kitle>> metodu uygulanır. Bunu bir amatör keşfetmiştir. Bunların hep- sini ev radyolarında kullanırsanız fiyatı pahalı olur.

Abdi İpekçi-   Ne kadar pahalı ?

Eşref Adalı-   Bir radyo dört bin lira olur.




devam ediyor......
« Son Düzenleme: 18 Mart 2014, 17:13:39 Gönderen: TA5FA »
https://www.youtube.com/user/ta5fa?sub_confirmation=1
https://ta5fa.blogspot.com/
İzle >>> https://youtu.be/Kt_XnG0Th4M      Sonuç ;      "Etkili iletişimin %20'si bildikleriniz ve %80'i bildikleriniz hakkında nasıl hissettiğinizdir." - Jim Rohn

Çevrimdışı TA5FA

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #1 : 18 Mart 2014, 15:39:41 »
Abdi İpekçi-   Eşref bey, İstanbul'da bir televizyon cihazına ... ki o da tesadüfen Bulgaristan'ı veyahut Romanya'yı seyretmek için ... ödenen para bundan daha az değil. Güney Amerika'yı bilmem       Avustralya'yı dahi dinleyen bir araca sahip olmak için bu  parayı gözden çıkartacak meraklılar her halde bulunur.

Eşref Adalı-  Onlar için yapılmış profesyonel cihazlar var. daha ucuz.

Abdi İpekçi-   TRANS-OCEANİC dedikleri makineler mi ? Onlar sizin bahsettiğiniz gibi her an,her yeri dinleyebilir mi ?

Eşref Adalı-  Evet. Kaliteli cihaz olmak kaydiyle her an istenilen yer dinlenebilir. Ama onu kullanacak kişinin de elektronik bilgisi olması şart.

Abdi İpekçi-   Kullanılmasında bir özellik var ?

Eşref Adalı-  Evet, radyo amatörü, dünyanın neresini, ne vakit nasıl dinleyeceğini bilmelidir.

Abdi İpekçi- Yani her an, her yer dinlenemez ? 

Eşref Adalı-  Kural öyle değildir. Kural şu: Yayın yapan istasyonlar her an, her yerden dinleyebilecek şekilde yayın yaparlar. tek yayın yapmazlar. Orta dalgadan, kısa dalgadan, daha kısa dalgadan yayın yaparlar. Siz o yayınları takip edebiliyorsanız bir müddet orta dalgadan dinlersiniz, sonra kısa dalgaya veya daha kısa dalgaya geçersiniz. Gün döndüğü zaman da tekrar orta dalgayı dinlersiniz.

Abdi İpekçi-   Peki, Eşref bey İstanbul il Radyosu gibi dünyanın çok uzak köşelerinde yayın alanı çok kısıtlı olan istasyonlar var. bunları dahi dinliye biliyor musunuz ?

Eşref Adalı-  Hayır, o takdirde yayın yapan istasyon o kadar uzaklara gidemez.

Abdi İpekçi-   İşte beni şaşırtan husus bu. o halde itmeyen bir dalgayı siz nasıl alıyorsunuz ?

Eşref Adalı-  Radyo amatörünün amacı, profesyonel yayınları dinlemek değildir. Amatör radyocu,dünya- nın her yerindeki amatörlerle görüşmek ister.

Abdi İpekçi-   Amatör radyoculukta yalnız amatör yayınlar mı dinlenir ?

Eşref Adalı-  Evet. Diğerlerini dinlemenin bir avantajı yok. Çünkü amatör radyocu, müzik yayını yapamaz. Onun yapacağı yayın tekniktir, karşısındakiyle sohbet etmek niyetinde değil.

Abdi İpekçi-   Bu yayında ne yapılır ?

Eşref Adalı-  Amatör yayınlar, genellikle bütün uluslara çağrı olarak veya özellikle belirli bir yerden haber almak için yapılır. Konuşmadan önce karşılıklı raporlar verilir.

Abdi İpekçi-   Teknik raporlar mı ?

Eşref Adalı-   Evet. << Nasıl duyuldu, ne oldu >> gibi. İstasyon özellikleri verilir. Sonra iki amatör arasında duyurulması istenilen haber olup olmadığı sorulur. Varsa konuşulur, Yoksa ayrılınır,başka biriyle konuşulur.

Abdi İpekçi-   Bu haberleşmede bir dil mi vardır ?

Eşref Adalı- Markoni Amerika'da yaşadığı için radyo amatörlüğünün ilk bulucusu Amerikalılar. bu yüzden İngilizce yaygın. Üstelik İngilizce'nin uluslararası nitelik kazanması bu dili çok etkin kılıyor. Ama yalnız İngilizce konuşmak diye bir kural yok. İki Türk Türkçe'de konuşabilir. İspanyolca, Fransızca, İtalyanca konuşanlara çok rastlanıyor. Her dilde konuşuluyor. Ama bir amatör, çağrı yaparken İngilizce yi tercih ediyor.



Abdi İpekçi-   Türkiye'deki radyo amatörleri ile dışarda' kiler arasında geçmiş belirli olaylar biliyor musunuz ?

Eşref Adalı-   Şöyle bir olay var: Bir diş doktorunun kızı Güney Amerika'ya gitmiş. Orada önemli bir hastalığa tutulmuş hatta, ölüm tehlikesine kadar girmiş, oradan telefonla konuşmak imkanı da yok. Çünkü Amerika ile sadece radyoling sistemi bağlantısı var. Kızın bulunduğu yer ile konuşmak imkanı yok. Neticede, kız iyileşmiş. Bu haberi Türkiye'ye çağrı yapıyorlar. Bizim bir arkadaş bu istasyonu buluyor, konuşuyor. Kızın iyi olduğunu, merak edilecek bir konu olmadığını ve yakında Türkiye'ye döneceğini söylüyor. Arkadaş da bunu dişçiye iletiyor. Tabii büyük şaşırtıcı bir olay oldu. Sonra Kral Hüseyin'le...

Abdi İpekçi-   Ajans haberlerinde böyle bir şey geçti Kral Hüseyin, Amerika'  da bir amatör radyocu ile konuşurmuş, haberi de ona vermiş, derler. Türkiye'de de mi oldu ?

Eşref Adalı-  Evet, Türklerle konuştu. Bizde kraliyet damgası olan kartı var Kral Hüseyin'in.Hüseyin aslında ideal bir amatör değil. Hazır cihazlar almış, kurmuş masasının üzerine, geçiyor karşısına,   <<  merhaba, nasılsınız >> diye konuşuyor. Onun yaptığı şey o.

Abdi İpekçi-   Konuşma zevkini tatmin ediyor ?

Eşref Adalı-   Evet.

Abdi İpekçi-   Türkiye'de ne gibi konuşmalar oldu Kral Hüseyin'le ?

Eşref Adalı-  Radyo amatörlüğünde ilginç olan şey, çok az amatör olan bir ülke ile konuşmaktır. Çünkü   <<diploma almak>> durumu vardır. Ne kadar fazla ülke ile konuşursanız, o kadar diploma alıyorsunuz. Demek ki amatörü az bulunan bir ülke ile konuşmak diploma almak için daha iyi birşey. Kral  Hüseyin çağrı yaptığı zaman biz d çağrı yapıyoruz. Biz Kral Hüseyin'le Türkçe konuşmaya başlıyoruz veya selam veriyoruz.

Abdi İpekçi- Kral Hüseyin Türkçe biliyor mu ?

Eşref Adalı-  <<Esselamü aleyküm>> diyoruz. O şekilde anlaşıyoruz.

Abdi İpekçi-   Bu konuşma sesli mi, yoksa morsla mı oluyor ?

Eşref Adalı-   Mors' la.

Abdi İpekçi-   Mors artık demode sayılmaz mı ?

Eşref Adalı-  Morsun geçmiş veya geçmemiş olduğu tartışma konusudur. Morstan vazgeçilmek istenmi- yor. Bugün bir amatör 50 lira ile yapacağı telsizle dünyanın her yeriyle konuşuyor.hiç bir teknik güçlü yok. Ama sesli konuşma için yapacağı cihaza en az bir hafta harcayacak, on misli masraf edecek. Dolaysiyle mors bilmek çok önemli.

Abdi İpekçi-   Sadece sebep bu mu ?

Eşref Adalı-  Evet. Bir de harp sırasında mors bilenle, sesle konuşan arasında çok fark vardır.



Abdi İpekçi- Bu merak televizyoncular arasında da başladı mı?

Eşref Adalı- Radyo amatörleri sadece konuşan kişiler değil, duyuşan kişiler.

Abdi İpekçi- Ne fark var?

Eşref Adalı- Radyo amatörleri bugün televizyon yayınları yaparlar ve televizyon görüşmeleri yaparlar. Yani sadece sesle değil. Bunun enteresan bir yönü, radyo amatörlerinin kıtalar arası televizyon görüşmeleri yapmalarıdır. Amatörlerin ilk ortaya çıkardıkları televizyon yayın şekli, resim gönder- mektir.

Abdi İpekçi- Kıtalar arası televizyon görüşmeleri dediniz. Bu nedir Eşref bey?

Eşref Adalı-  Televizyon saniyede 25 resim geçiyor. Bu yüzden resimleri siz hareketli görüyorsunuz. Daha yavaşlatırsınız, resimlerin değiştiğini görürsünüz. Radyo amatörlerinin tekniği, sürekli resim göndermek imkanı sağlamadığı için sabit veya sekiz saniyede değişebilen resim gönderiyorlar.

Abdi İpekçi-   Kendi resminizi gönderiyor musunuz?

Eşref Adalı-  Evet, gönderebilirsiniz. Bu buluş sayesinde; şehir içi televizyonlu telefon sistemi kurulmak isteniyor.

Abdi İpekçi-   Evet Amerika'da başlıyor galiba.

Eşref Adalı-  Amerika'da. Ancak bu teknik televizyon gibi değil. Konuşan kişi sabit duruyor.

Abdi İpekçi- Hareket ederken neye görülmüyor?

 Eşref Adalı- Hareketin sekiz saniyede bir olması lazım. İkinci pozun sekiz saniye sonra gelmesi gerekir. Amerika'dan bir kişi İsveç'e kendi resmini veya memleketinin resmini gönderebiliyor. Bunun örnek- leri çok var.

Abdi İpekçi- Peki sekiz saniyede bir değişen resmi kıtalar arasında yollama aşamasına varılmışsa bunu normal hareketleri gönderecek cihazlar yapmakla da iletmek mümkün değil mi?

Eşref Adalı- Değil. Tabii olaylar bunu engelliyor. Diyelim Ankara televizyonunu biz niye seyretmiyoruz? Güçsüz olduğu için seyretmiyor değiliz. Yayın tekniğinin özelliği dolaysıyle göremiyoruz.

 Abdi İpekçi- Eh sekiz saniyede bir olunca.

Eşref Adalı- Sekiz saniyede bir gönderilen resim, alçak frekanslı bir yayınla gönderilebiliyor.

 Abdi İpekçi- O zaman tabii maniler engellemiyor mu?

Eşref Adalı- Engellemiyor. Frekans yükseldikçe ışık özelliğini gösteriyor, dalgalar yansıyor. Ama alçak frekansta bu yansıma işi olmuyor. Ama resim gönderme imkanımız var. Şimdi bir de televizyon konu- sunda şu durum var; Almanya'da bir kasabada altı tane amatör televizyon yayını var. Bu gerçek anlamda televizyon yayını. Bizim okulun veya Ankara'nın yaptığı gibi televizyon yayını.

Abdi İpekçi- Ama amatör?

Eşref Adalı- Amatör yayını ve altı tane, bir kasabada. Norveç'te ve İsveç'te renklisi var. Onlar da onu yaptılar. Bizde yok maalesef.

Abdi İpekçi- Bunlar normal yayın mı yapıyorlar.

Eşref Adalı-  Evet, halk için yayın yapıyorlar.

Abdi İpekçi- O ülkelerde bu tür çalışmaları yasaklayan, kısıtlayan kanunlar yok mu?

Eşref Adalı-  Tersini sormak gerekir;dünyada radyo amatörlüğünü Türkiye ve Arnavutluk dışında kısıtlayan ülke var mı? diye sormak gerekir.

Abdi İpekçi- Sosyalist ülkelerde de yok mu bu?

Eşref Adalı-  Sosyalist ülkeler önce bunu bizim gibi sakıncalı görmüşler. Sonra davranışlarını değiştirdiler. 1963'te Rusya'da 13 bin radyo amatörü vardı.1965'te 114 bine çıktı. Onları devlet teşvik ediyor, cihaz veriyor çalışın diye. radyo amatörleri en azından ulusun propagandasını yapıyor,kartını gönderiyor. Mesela kartının üzerine bir Rus "uzaya ilk defa biz çıktık" diyor. İsveçli " Volvo arabası bizimdir" diyor. Biz de Türk olarak İstanbul'un fethini dünyaya duyurmak için yarışma yaptık. Bütün uluslara duyurduk. Bugün İstanbul'un fethidir,buyurun katılın dedik.

Abdi İpekçi- Ne yarışması bu?

Eşref Adalı-  Amatör yarışma oldu. Yarışmalar şöyle oluyor: O gün beş Türk amatörü ile konuşan bir İstanbul diploması alacak.

Abdi İpekçi- Kaç tane diploma verdiniz?

Eşref Adalı-  15-20 tane oldu. Epey de uzak yerlerden konuşanlar oldu.

Abdi İpekçi- Peki, Türkiye'de bu yasakları kaldırmak için bir teşebbüsünüz,bir ümidiniz var mı?

Eşref Adalı-  Bizde radyo amatörlüğü için özel bir kanun çıkmayacak 3222 sayılı Telsiz Kanunu var. 1937 de telsizi serbest bırakmayalım, casusluk olur düşüncesiyle çıkarılmış.o günden bu güne de değiştirilmemiş, 1947 de Marshall yardımı başlarken Amerikan Yardım Heyeti Başkanı,amatörlüğü eğer Türkiye'de yerleştirmezseniz, amatörler olmazsa bu elektronik cihazların hepsi boşa gider demiş. O zamanki hükümet de radyo amatörlüğü kanunu çıkarılması için Komisyonda tasarı hazırlamış. Amerika' lılar, radyo amatörü olan kişi, ordu için hazır bir muhaberecidir demişler. Siz herhangi bir insanı askere alırsanız, üç ayda en iyi muhabereci ve en iyi teknisyen yetiştirirsiniz. Ama bu adam size iki sene yarar. İki sene sonra siz bunu terhis edeceksiniz. Ve bu üç ay geçmeden unutacak. Siz tekrar çağırdığınız zaman yine sıfırda gelecek. Harp vukuunda elinizde olanla yetineceksiniz. Ama radyo amatörü olursanız, hiç bir katkıda bulunmadan o size çalışıyor. Ayrıldıktan sonra ömür boyu bildiğini unutmuyor. Bizimkiler kontrol meselesi üzerinde durmuşlar. Radyo amatörleri çıkarsa bunlar kötü niyetli de olabilirler. Sizin başta sorduğunuz gibi, belirli bir imtihan sonucunda radyo amatör olunacağını, inanmadıkları için kötü niyetli olanları ayırt edilemeyeceği düşüncesiyle radyo amatörlüğü kanunu çıkmamıştır.

Abdi İpekçi- Aslında kontrol imkanı yok mu, yani kötü niyetlileri tesbit edecek?

Eşref Adalı- Bütün ülkelerde genel kontrol sistemleri vardır. Sırf amatörler değil, bütün bandları kontrol eden bir kontrol sistemi var. Bunun bir kısmı da radyo amatörlüğünü kontrol ediyor. Türkiye' de radyo amatörlerini başlangıçta kontrol edersiniz. 100 kişi çalışır, 200 kişi çalışır. Ama bu 20 bine çıkarsa? 20 bin kişi için 20 bin tane kontrol koyamazsınız. Onun için 1969 daki Uluslararası Radyo Amatörleri Kongresinde, artık bu metoddan vazgeçildi. Self kontrol veya komşu kontrolu benimsendi. (Şu anda bile Türkiye'deki Radyo Amatörü sayısı bu rakamın 1/3 kadardır.)

 Abdi İpekçi- Bu yürür mü dersiniz?

 Eşref Adalı-  Kontrol çok güç.

 Abdi İpekçi- İşte belki hükümetin de hiç değilse o zaman çekinmesinin sebebi, kontrolün mümkün olmamasından doğuyor.

Eşref Adalı-  Tamam, ama kontrolu ömrü boyunca yapamıyacaklar, bu imkansız bir şey.

Abdi İpekçi- Yani bugün de yasağa rağmen yapılabildiğine göre,kontrol mümkün değil?

Eşref Adalı-  Radyo amatörlüğü kanunu çıkarmamakla lüzumsuz bir önleme yapıyorlar. Ama gelişmeyi kısıtlıyorlar. Radyo amatörü bandında kötü niyetliler bulunmaz. Bir de Türkiye'nin mali portesi iyi değil. Radyo amatörleri olunca, elektronik ithalat mevzuu olacak deniyor. Hakikaten ilk başta mali külfet olacak. Ama sonradan.....




Devam ediyor .......
« Son Düzenleme: 18 Mart 2014, 16:31:37 Gönderen: TA5FA »
https://www.youtube.com/user/ta5fa?sub_confirmation=1
https://ta5fa.blogspot.com/
İzle >>> https://youtu.be/Kt_XnG0Th4M      Sonuç ;      "Etkili iletişimin %20'si bildikleriniz ve %80'i bildikleriniz hakkında nasıl hissettiğinizdir." - Jim Rohn

Çevrimdışı TA5FA

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #2 : 18 Mart 2014, 16:13:51 »
Abdi İpekçi- Yani dışardan ithal edilince Türkiye' ye döviz kaybı olacak.

Eşref Adalı-  Kaybı aslında olmaz. Türkiye'deki malzeme de yeterli. Şu anda ithal edilen malzeme yeterli ama, bir müthiş malzeme  ithali gerektiğini düşünelim. Radyo amatörleri bu ithalata karşı Türkiye'ye bir şeyler verecekler mi? Vereceklerse kazançlı olmamız lazım. Eğer verecekleri şey, aldıklarından fazla ise kazançlı olacak ülke, 1969 da Amerika' da yapılmış kongrede: Japon, Alman ve Amerikalı temsilciler, özellikle kalkınan ülkelerde radyo amatörlerin kalkınma için çok faydalı olduklarını belirttiler.

Abdi İpekçi- Nasıl ispatlıyorlar bunu?

Eşref Adalı-  Bunu şu kadar radyo amatörümüz vardı, elektronikte şu kadar ilerleme yapmıştık. Şimdi şu oldu. şu kadarı var.

Abdi İpekçi- Yani teknik bilgiye karşı duyulan merakı artırmak ve ondan sonra bu merakla teknik bilgi edinenleri kalkındırma çabalarında kullanmak itibariylemi oluyor yararı ?

Eşref Adalı- Tabii. Birde şu var; mesela radyo amatörleri bir buluş yapıyor, aynı buluşları kurulmuş bir müessesede denesek, onlar işe ya finansman yönünden girmeyecekler çok ağır mali külfetlere katlanacaklar. Ama radyo amatörleri böyle değil. Kendi cebinden harcayarak Yanlız sonuçtan toplum faydalanacak. Bu çok önemli birşey.

Abdi İpekçi- Peki Eşref bey burada monte ettiğiniz bir radyoyu kaça mal ediyorsunuz. Bu maliyetin içinde kullandığınız parçalar arasında kaçta kaçı dışarda imal edilmiştir ?

Eşref Adalı- Şimdi Türkiyede Elektronik parça imali yok.

Abdi İpekçi- Yani Yerli oran kaçtır ?

Eşref Adalı- Yerli oran sıfır. Yanlız şu var ; montaj sanayimizdeki dış karisörünü yapmak yerli sanayi sayılıyorsa radyo montörde yerli sanai olarak işte dış karisörünü yapıyor, düğmelerini yapıyor, şunu bunu yapıyor. Veya işte bizim piyasadan alabildiğimiz düğmesini şusunu busunu alıyor. Bu bir kazanç değil.

Abdi İpekçi- Peki burada imal edilen standart radyoların yerli oranı çok mu düşük ? Yüksek olduğu idda ediliyor bence

Eşref Adalı- Yok gibi

Abdi İpekçi- Öylemi


Eşref Adalı- Gördüğüm kadariyle Belki bizin bu konu ile ilgili değil ama, Resmi gazetede yayınlanan beş yıllık planda elektronik sanayinnde artırma yoktu. Yerli üretim yoktur deniyor. Onlarda onu kabul ettiklerine göre...


Abdi İpekçi- Sizin yaptığınız araçlarda kullandığınız aletler, lambalar, vesaire özelmidir, yoksa standart radyolarda kullanılanların aynısı mı ?

Eşref Adalı- Hepsi standarttır. Hiçbir özelliği yok. Özel olanlar var ama, onlarda belirli biryerde kullanılmak için yapılmış. Aynı şeyden bizde yararlanıyoruz.


Abdi İpekçi- Şimdi sizin cemiyetinizin kaç üyesi var ?


Eşref Adalı- Türkiye için düşünürsek bu iki bini buluyor.


Abdi İpekçi- Yani 15 ilde şubeleriniz olduğunu söylemiştiniz 15 ildeki dernek üye sayınız iki bin oluyor ?


Eşref Adalı- İki bin tahmin ediyorum . İstanbulda çünkü 300 kadar var. Ankara, İzmir, bir üçyüz daha ve üç şefir bini buluyor diğerleride aşağı yukarı bini sağlıyor.


Abdi İpekçi- Peki Eşref bey son olarak birşey sorayım. Bu amatör radyoculuk sizce gelişirse Türkiye ye ne sağlar ? Yani kişisel kazancın dışında milli bir yarar olarak ?

Eşref Adalı- Milli yarar olarak önce gençliğin düzelmesi. Yani siyasal konular haricinde. Biliyorsunuz langırt salonlarında şunlar bunlar vardı. Gençliği oradan nasıl çekeriz dediler kapatmakla çare buldular.


Abdi İpekçi- Yani gençliğin boş zamanlarını değerlendirmek.


Eşref Adalı-  Boş zamanlarını değerlendirmek için bundan daha iyi uğraş olamaz. İkincisi şimdiye kadar değinmediğimiz şeu şu ; radyo amatörlerinin mecburi görevi var oda zelzele tipi vakalarda ülke haberleşmesini sağlamak. Bizde zelzeleler oluyor. Zelzelenin haberini almak büyük güçlük. Sonra zelzele olduktan sonra oradakilerle haberleşmek daha büyük bir problem. Bunu  en güzel örneği sizin gazetelerde yayınlanmış bir resim vardı. Adapazarı depreminde tek bir manyetolu telefonla görüşmek isteyen binlerce kii var yığılma halinde toplu halde resimler vardı. Dış dünyada bu durumlarda Kızılay radyo amatörlerini bu bölgelere sevk ediyor ve bütün konuşmalar onların aracılığıyla yapılıyor. Ve daha önceden radyo amatörleri böyle bir felaketin olduğunu haber veriyorlar ve yardım bir anda yağıyor. Bunun engüzel örneği Üsküp zelzelesinde oldu . Üsküp selselesini haber veren radyo amatörü bu yüzden çok büyük bir ikramiye aldı Çünkü yarım saat içinde dış dünyadan yardım geldi.


İPEKÇİ - Teşekkür ederim.

« Son Düzenleme: 18 Mart 2014, 16:46:04 Gönderen: TA5FA »
https://www.youtube.com/user/ta5fa?sub_confirmation=1
https://ta5fa.blogspot.com/
İzle >>> https://youtu.be/Kt_XnG0Th4M      Sonuç ;      "Etkili iletişimin %20'si bildikleriniz ve %80'i bildikleriniz hakkında nasıl hissettiğinizdir." - Jim Rohn

Çevrimdışı TA3EP

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #3 : 18 Mart 2014, 17:46:29 »
Yıllar önce neymişiz şimdi nereye gelmişiz... Yabancıların çalışmalarına imrenerek bakan ve bir gün telsiz yasağı kalksa diye hayal kuran bir ülkeymişiz. Bugün sınava girip lisans alabiliyoruz, telsiz cihazı bulup kullanabiliyoruz. Sahip olduğumuzun imkanların değerini bilmek ve hakkını da vermek lazım. Güzel yazı için çok teşekkürler. 73
I ♥ HF SSB
I ♥ 20m BAND

Çevrimdışı TB5X_SK

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #4 : 18 Mart 2014, 20:39:44 »
Çok Güzel..
Teşekürler paylaşım için..
TB5X
QTH : Niğde LOC : KM77hx | http://www.mehmetdivili.com

Çevrimdışı TA3OM

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #5 : 19 Mart 2014, 00:25:09 »
Çok teşekkür ederim, bir solukta okudum.
İki şey değişmemiş, elektronik üretimi hala yok ve ortalama iyi bir radyo bu günlerde de 4000 TL civarı :)

Çevrimdışı TA6MD

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #6 : 19 Mart 2014, 00:53:28 »
Çok güzel bir paylaşım elinize sağlık
TA6MD
F.MURAT DEMİR

Çevrimdışı TA1MC

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #7 : 20 Mart 2014, 20:37:35 »
Çok güzel manalı bir paylaşım bu hobinin türkiyede ne gibi aşamalarla geldiğini ve harcanan emekleri hatırlatıyor.Teşekkürler.
TA1MC
MURAT ÇOKLAR LOC:KN40HA
05075687965
ta1amc@hotmail.com

Çevrimdışı TA1DX

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #8 : 21 Mart 2014, 14:25:06 »
Çok güzel.. Mehmet Bey nereden buluyorsunuz bunları..

Bu arada, Tacallbook 'da Eşref Adalı ismini maalesef bulamadım..

Çevrimdışı TA2UH

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #9 : 04 Nisan 2014, 12:59:54 »
Atila Ağabey,

Eşref Adalı TRAC'ın en eski üyelerinden. Eski TRAC dergilerinde pek çok yazısı vardır, yazmış olduğu yazıların sayısında bakılırsa en aktif olanlaran olduğu da anlaşılıyor. "Türkiye'de Radyo Amatörlüğünün Tarihi ve Sosyolojisi" adlı bir çalışma hazırlıyorum ama iş yoğunluğundan son 2 yıldır ciddi olarak üzerine eğilemedim. Bu çerçevede önceki yıl bazı amatör ağabeylerimizle görüşmeler de yapmıştım. Zaman bulursam, geçtiğimiz günlerde vefat eden Selim Canbeken'le yaptığım görüşmeyi yazıya döküp buraya koyacağım zaten... Türkiye gibi bilime ilginin az olduğu bir ülkede, üstelik türlü imkansızlıkların içinde bazı bireylerin neden amatör radyo gibi teknik bir hobiyi benimsedikleri incelenmeye değer bir konu... (Bu arada Abdi İpekçi'nin sorduğu soruların düzeyine ve kalitesine de dikkatinizi çekerim. Belli ki önceden konuyu incelemiş, hazırlanmış...) Basın arşivlerinde çalışırken benzer başka haber ve yazılara da rastladım, hepsini topluyorum.

Ekte Selim Canbeken'den bize kalan bir hatıra: Kendisinin bana verdiği, ilk izin belgesinin kopyası. Güya bunu kitaba koyacaktım. Kendisi de görsün isterdim... Allah rahmet eylesin.

Bu vesileyle forumu okuyan tüm amatörlerden rica: Amatör radyoculuğumuzun geçmişiyle ilgili tüm bilgi-belgelere ihtiyacım var. 1983 ve öncesini yaşamış ağabeylerle görüşmeye de ihtiyacım var...Yardımlarınızı beklerim.

Çağlar Akgüngör






Çevrimdışı TA1DX

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #10 : 04 Nisan 2014, 13:16:44 »
Üye kayıt formu büyük hatıra..

İmzalar da muhteşem..

Çevrimdışı TA3EP

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #11 : 04 Nisan 2014, 13:52:50 »
Hep TRAC dergisinden hatırladığım isimler... Vefat edenlere Allahtan rahmet, yaşayanlara da uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.
I ♥ HF SSB
I ♥ 20m BAND

Çevrimdışı TA8C

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #12 : 29 Mayıs 2014, 10:39:21 »
Mehmet bey elinize sağlık çok güzel bir yazı bugünkü duruma nasıl gelindiğinin bilinmesi açısından her amatörün okuması lazım.
TA8AL
Mehmet hanifi küçükoğlu
ta8al@hotmail.com
05334605192
http://www.gazianteptrac.org.tr/
Yalnızca kültürlü insanlar öğrenmeyi sever, cahiller ders vermeyi tercih eder.
Edouard Le Berquier

Çevrimdışı TA0G

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #13 : 29 Mayıs 2014, 11:22:50 »
Eşref Hocadan ben de Üniversitede ders almıştım.

Tabii o zamanlar radyo amatörlüğü zor zanaatti.

Simdiki zamandaki gibi 409 shop yoktu:) Bir de gavursavarlar :) da yoktu herhalde:)

Anlayabilenlerle 73!

Çevrimdışı TA5FA

https://www.youtube.com/user/ta5fa?sub_confirmation=1
https://ta5fa.blogspot.com/
İzle >>> https://youtu.be/Kt_XnG0Th4M      Sonuç ;      "Etkili iletişimin %20'si bildikleriniz ve %80'i bildikleriniz hakkında nasıl hissettiğinizdir." - Jim Rohn

Çevrimiçi TA4CS

Ynt: 1970 EŞREF ADALI - ABDİ İPEKÇİ sohbet yazısı
« Yanıtla #15 : 21 Ağustos 2015, 20:46:43 »
   Mehmet bey elinize sağlık.
Teşekkür eder saygılar sunarım Aydın'dan 73.
Dürüstlük Pahalı Bir Mülktür Ucuz İnsanlarda Bulunmaz.
'' Okumazsan yerin şantiye; Dinlenmeden parmak.banma krem şantiye.''
EFELER-AYDIN
KM37WU
37° 50' 05'' N
27° 50' 22'' E